Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran 13, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Killers Company___The End

Sadece vakitsiz kayıpların önüne geçmeyi bilen biri iken nasıl bu hale gelebildim ki? Sevdikleri ellerinden kayıp gitmesin diye iyileştirdiğim onca insan benim bu halde olduğumu; burada, cehennemde dünyanın ve insanlığın yaratılışından önce var olan bir melek eskisi ile oturmuş bir şekilde tanrının sonunu planladığımı öğrenselerdi ne olurdu? Şeytan bana ne yapacağımızı daha doğrusu planlarını anlatırken düşüncelere dalmıştım. Bir yandan hem geçmişi düşünüyor hem de beynimin arka odasında çınlayan şarkının sözlerini içinde olduğum duruma adapte ediyordum. Sonuç ise halimin yansıması idi sanki: Sonsuzun benimle bir savaşı var; sonsuz merhamet etmeyecek bana biliyorum, sürmeyecek seninle zamanım sonsuza kadar… Sonsuz… Ne garip değil mi? Önce ölümlü olarak doğuyorsun, insanlara verilmeyen bir yetenek bahşediliyor ve şifacı oluyorsun. Peki sonra? Sonrasında ise insanları iyileştiriyorsun ve gün geliyor seçilmiş insanlıktan tanrının taşeronluğuna terfi ediyorsun. Ödülü ise sonsuzluk oluyor

Killers Company V4.0

- Hocam nerelerde kaldın? Seni beklemekten gına geldi. 5 gün oldu buradayım ama görevimi bildirmeye ne gelen var ne de giden. Sorun ne yoksa işsiz mi kalacağım? - Merak etme yavrucuğum, işsiz kalman olası değil. Sadece biraz misafirimiz olacaksın burada. Çünkü öğrendiğim kadarıyla “patron” sana görevi bizzat kendisi verecekmiş. Anladığım kadarı ile senin canın sıkılmış. Bak sana bir önerim olacak; can sıkıntısına karşı da birebir gelecektir eminim: Buralarda gezen birkaç “cehennem tohumu” var. Onları haklayabilirsin. Gerçi, patron bu söylediğimi ben yapmış olsam kabak gibi oyardı beni ama sana bir şey demez. Nedense (!) sana karşı bir zaafı var. - Nasıl yani? “Cehennem tohumu” Todd Mcfarlane tarafından yaratılan çizgi roman karakteri değil mi? - Yoo, yanılıyorsun kuzum. “Cehennem tohumu” gerçekten var. Bir düşüncemi paylaşayım seninle: Aslında bana göre sen de “onlar”dansın; fakat daha kuvvetlisisin diyebilirim senin için. - Çok şaşırdım gerçekten. Bir dakika dur, dur: Benden b

Killers Company V3.0

Uzaktan, çok uzaktan gelen melodi bana hiç yabancı değil. Ne diyordu bakalım bu parçada. Hah evet: Ölüm geldi dört yanım bağladı; Kılma cenazemi lâzım değilsen… Şimdi kendimi gözlerden uzak tutabileceğim bir yer lazım bana. Burası iyi gibi sanki. Kendimi attım mı şu çimenlere Karanlığa gitmek için hazır olacağım. Ne güzel geldi şu hafif ıslak çimler yorgun bedenime… Bulduğu sık ağaçların altındaki çimlerin üzerine zar zor kendini atan Timur bir yandan da az önce yaptığı işi düşünüyordu. Yaptıkları zaten zor durumda olan durumunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmişti. Ama yine de mutlu idi. Çünkü bir anne adayını kurtarmış ve ne olduğunu bile anlamaya fırsat bulamayan eşine geri vermişti. “Fakat” dedi “her ne olursa olsun olanları bir daha asla hatırlayamayacaklar”. Kapanan gözlerinin habercisi olduğu yaşamının askıya alınma işleminden önce aklından geçen son düşünceler bunlar olmuştu. Sonra gözleri karardı ve her zamanki gibi o dipsiz kuyuya atılan kurşun bir külçeymiş

Killers Company V2.0

İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze; bundandır böyle dibe vuruşumuz Timur’un soğuk cesedini olay yerinden kaldırmaya gelen ali tıp görevlilerinin amiri bir çırpıda söylemişti cesedi gördüğünde. Belki de 25’ine bile gelmemiştir diye söylenerek ceset torbasının fermuarını kapatırken simsiyah olmasına rağmen kanatları ve gövdesi arasında neft-i yeşil ve gece mavisi renklerinin misafir olduğu bir karga köprü ayaklarının üzerinde yastaymışçasına ağıt yakıyordu. Tüylerinin ürperdiğini hisseden görevli alelacele işini bitirmiş ve arkasında Timur’un kanından bir göl ve olay yeri inceleme ekibini bırakarak cesedi adli tıp morguna götürmek üzere yola çıkmıştı… Ceset Adli Tıp Morgunda Otopsiye hazırlanmış ve zaten yarılmış olan Timur’un karnındaki yara göğüs kafesinden yukarı çift açı olacak büyütülmüştü. Operatörün gözlüklerinden Timur’un bisturi tarafından kesilen vücudunun görüntüsü herhangi bir korku filminin fragmanında kullanılabilirdi. Timur dilini yutmuş bir şekilde vücudunun

Killers Company V1.0

Gözlerini açtığında donmak üzere idi. Üzerini beyaz bir örtü kaplıyordu. Kendi kendine “Ulan; s.ki tuttuk, temmuzun ortasında kar altında kalıp donarak ölmek de varmış kaderde” diye söylendi. Birden bulunduğu yerin kar altında olmayıp da kapalı bir bölme olduğunu fark etti. Morgda bulunuyordu ve bir an önce çıkması gerekli idi. Klostrofobisi vardı çünkü. Var gücü ile çıkarabildiği kadar yüksek ses çıkartmaya başladı. Umudu görevlilerin bir an önce sesini duyması idi. Talihi yanında olacak ki bir görevli beti benzi atmış bir şekilde onu bulmuş özgürlüğüne kavuşturmuştu. Ertesi gün bu olay yerel gazetede mucize diye –çünkü ölümünün üzerinden nerede ise 8 saat geçmişti– yayınlanmış ve o yayından sonra evinin telefonları susmak bilmez olmuştu. Diğer gazeteler ve haber kanalları onunla röportaj yapmak istiyorlardı. Ama O, göz önünde bulunmak istemiyordu. Hemen bir plan yaptı ve soluğu doğruca kimsesizler mezarlığında aldı. Kendi boyuna uygun yeni gömülen bir cenazeyi ebedi istirahatgâhında